9 Mayıs 2011 Pazartesi

MEHDİ ve MESİH ÜZERİNE

Umudun tersinden okunduğu bir kitap:
“MEHDİ VE MESİH” ÜZERİNE

Sabiha Kötek

Kitap insanın aklına seksenli yıllarda yapılan bir kamuoyu soruşturmasını getiriyor. Sokakta rastgele insanlara soruyorlar; “ Sizce siyaset nedir?” Yanıtlar muhtelif ama kim bilir kaç iktidar görmüş, yaşlı bir amcanın verdiği yanıt dikkate değer: “ Adamını bul siyaset odur”. Siyaset algısı yıllarca bir dantel gibi işlenerek, bu şekilde oluşturulmuş bir halkın yazar-çizer takımının elinde bolca malzeme var demek oluyor bu. Mehdi ve Mesih de bu kaynaktan besleniyor. Siyasetin kirli özüne vurgu yapan bir kitap mehdi ve Mesih.
       
 Siyasi otorite-lider ve bunun karşısındaki sürü psikolojisi ile koşulsuz itaat ve sürüdeki bir kara koyun emaresi ile başlayan kitap, farklı dünyalara açımlanarak genişliyor. İlerleyen sayfalarda okuyucu karşısına çıkıveren tek bir kelime ile hem şaşırıyor, hem de George Orwell’in “ Hayvanlar Çiftliği” tadında bir anlatım beklentisi içine giriyor. Ancak bunun metne yedirildiğini söylemek zor. Aynı şey, günümüzden altı bin yıl sonraki tarih ile karşılaşıldığında, bir bilim kurgu tadı beklentisinde de geçerli. İçinde yaşadığımız “ insan” toplumunun mutlak hâkimiyeti kırılamıyor. Edebi bir eserde kullanılan imge ve simgelerin edebi kaygılarla değil de, siyasi kaygılarla ( siyasi uygulamaların yarattığı öfkenin akıtılacağı bir mecra arama kaygısı ile ) yapıldığı durumlarda, askıda kalmaları olağan bir durum. Bu kitap da, günümüz siyasi ve toplumsal atmosferi eleştirmenin doğrudan yapılmasının bedellerinin ağır olduğu bir gerçeklikte, bunu dolaylı yollardan, yarı kurgusal git-gel’lerle vermeye çabalayan bir kitap. Tuhaf bir ironi; kitabın konusu kitabın başlı başına eleştirisi…

Kitabın belki de en çarpıcı yanı, ataerkil toplum düzeni içinde dinin yorumlanışının, en çok kadına zarar verdiğini, en çok onu kimliksizleştirdiğini anlatması. Nihan ağırlıklı olmak üzere, abla ve diğer  “ dişi” lerle anlatılan kadının bu “ şeyleştirilişi” sinir bozucu, dolayısıyla da etkili.
    
 Kitaptaki irili ufaklı teknik, kurgusal ve mantıksal hatalara ve çok daha özenli işlenmesi gerekliliğine rağmen çağrışımları ve dile getirdiği kaygılarıyla eğlenceli ve insanı içine alabilen bir anlatıma sahip. Ama kitap için ne söylense yarım kalacaktır, zira seri olarak devam edecek. Ama sakınımsız şunu söylemek mümkün:

Kitap bize çok tanıdık bir hikâye anlatıyor; umudun tersten okunduğu bir hikâye…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder